26 Eylül 2012 Çarşamba

Labirent


19 yaşındaki Martin , çocuk yaşlada gördüğü zulüm ve siddetten dolayıbabasına her zaman kin beslemişti.Geçmiş zamanda gördüğü zulüm , Martinin içine kapanık olmasını ve çevresindekilere karşı asabi bir şekilde davranmasına sebep olmuştu.

Okul çağlarında çok başarılı bir öğrenci olduğu dönemlerde derslerinin dışında en çok sevdiği şey motorlarla ilgilenmek ve onları tamir etme işleri ile uğraşmaktı. Bir yandan tamir ederken bir yandan da babasının yaptıkları aklına geldikçe yaptığı işi bozup kendini sakinleştirmek için tekrar tamir etmeye başlardı.

Yıllar boyunca içinde büyüttüğü kin ve nefretin ne zaman açığa çıkacağını merak ederek kafasında planlar yapardı.Aradan geçen zaman zarfında her ne kadar çok fazla düşünerek kendini kışkırtmasada aklının bir kenarında ya da uykularında kabus gibi içini kemiren bir intikam açlığı hissederdi.Sürekli babasının ölmesini isteyen Martin diğer yandan da hayatı boyunca kaçak durumuna düşeceği korkusuna kapılarak hep erteliyordu.

Kış ayının ortasında çok fazla içtiği için eve giderken , etrafını bulanık bir şekilde görmeye başlayan Martin bir anda yere yığılır.Kimsenin geçmediği bir yoldan eve giderken yere düşen Martin , kışın dondurucu soğuğun'da bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştı.Uyandığında neler olduğunu hatırlamayan , fakat belki de son kez gözünü açmaya çalışırken yarı baygın bir şekilde hayal meyal gördüğü birisinin kendisine doğru yaklaştığını hatırlar ama ne olduğunu ve neye benzediğini hatırlayamaz.

Aklında hep soru işareti olarak kalan bu mucizeyi kimin nasıl gerçekleştirdiğini hatırlamaya çalışır.Hatırlamaya çalıştığı zaman garip bir şekilde , sanki etrafındaki objeler hareket ediyormuşcasına yer değiştiriyor ya da üzerine doğru geliyordu.Kendini bir labirentteymiş gibi hissetmeye başlayan Martin , bir çıkış yolu aramaya başlamıştı.

Yine bir gün aynı durum içerisine düşen Martin , bu sefer objelerin üzerine gitmeye karar verir. Her ne kadar objelerin üzerine gitmeye çalışsa da , ya objeler kayboluyor ya da kendisine doğru yakalayarak bir şekilde şekilde şekil değiştirerek kayboluyordu.

Gördüğü objelere ilk başlarda anlam veremeyen Martin , daha sonraları dikkatli bir biçimde baktığında anılarına ait fotoğraflar ve objeler gördüğünü anlar.Bulunduğu labirent'i şekillendirmeye çalışan Martin , her bir objenin hatırası olduğunu düşünerek o objelerin ait olduğu yıllarına göre farklı bir biçimde şekillendirerek düşünmeye başlar.

Labirent'in aslında kendi anılarından oluştuğunu ve çıkış yolunun anılarının sırasına göre dizildiğini düşünen Martin , her iyi anı karşısında kendisine açılan yoldan geçerken , her kötü anısında ise karanlık bir boşluğa düşüyordu..

Karanlık'tan çıktığı zaman tekrar labirent'in başına dönen Martin , her seferinde aynı şey olduğunda iyi olan anılarının belli aralıklarla ortaya çıkarak yol gösterici olduğunu anlamıştı.Tek yapması gerekenin kötü anılarını bir şekilde iyiye çevirereko yollardan geçme arzusu idi.Tekrar denmeeye karar veren Martin , bir ara bulduğu parlak bir zemine yaklaşır ve ellerini yavaşça yüzüne yaklaştırarak ağlamaya başlar.Karanlığı iyi bir anısına dönüştüremeyen Martin , gittikçe yaşlanmaya başladığını farkederek bağırmaya başlar.Olduğu yere oturarak “Artık yoruldum , lütfen birisi yardım etsin.” diyerek ağlamasına devam ederken olduğu yere uzanır ve uyumaya başlar.

Uykusunda kendisini bir boşlukta bulan Martin ,, etrafta çıkış yolu araken gördüğü bir ışık süzmesine doğru koşmaya başlar. Işığın önüne geldiğinde eski anılarına ait sesler duyar ve dinlemeye başlar.İlerlemeye başlayan Martin , ışığın kaybolduğunu farkeder.Başka bir yerde gördüğü ışığa doğru giderken etraf kararmaya başlar ve gördüğü ışığa doğru koşmaya başlar. Diğer ışığa ulaşan ve başka bir anıya ait sesler duymaya başlayan Martin , sanki kendisine bir mesaj verildiğini düşünür.

Bulunduğu ışıktan ayrılıp gördüğü diğer ışığa koşarken tekrar kararan hava yüzünden bu kez yönünü tam seçemez ve ışığa ulaşamaz , kendisini boşlukta savrulurken bulan Martin , bir anda bir zemin üzerinde olduğunu hissederek ayağa kalkar. Her tarafı karanlık içersinde olan Martin korkmaya başlar. Etrafına bakarken “Martin , Martin” seslerini duymaya başlar.Sesten uzaklaşmak için karanlıkta koşmaya başlayan Martin , bir anda duvara çarparak durur.Bulunduğu yeri eliyle incelediğinde ise bir kapı kolu bularak açmaya çalışır.Duyduğu sesin kendisine daha da yaklaştığını hisseden Martin , hızlı bir şekilde ve panikle kapıyı açmaya çalışır ve kapıyı açarak içeri girer.

Kapıyı sertçe kapatan Martin , bir anda uykusundan uyanarak etrafına bakınır.Kimsenin olmadığını ve labirent'te olduğunu farkederen Martin , ne pahasına olursa olsun labirent'ten kurtulmak için düşünmeye başlar.

Labirent'te ilerlerken her iyi anı sayesinde kendisine açılan yoldan ilerleyen Martin , karşısına çıkan kötü anılarıyla yüzleşmeye başlar.Önüne çıkan karanlık çukura atlayan Martin , kendisini babasının annesini dövdüğü zamanda bulur.Etrafına şaşkın şaşkın bakan Martin , bulunduğu ortamda babasına karşı gelmeye çalışır ve annesini kurtarmak için babasının önüne geçerek “Yeter artık” demeye başlar.

Babasının kendisine vurmasını engelleyerek annesinin dayak yemesini önleyen Martin , bulunduğu ortamın yapboz taşları gibi şekil değiştirmesiyle kendini tekrar labirent'te bulur ve önündeki karanlık çukur'un yol haline gelmesi ile yol'una devam eder.

Uzun bir süre kötüanılarını iyiye dönüştürerek yol'una devam etmeyi başaran Martin , yorgun ve bitkin bir şekilde olduğu yere yığılarak tekrar uykuya dalar.Kendini tekrar karanlık bir boşlukta gören Martin , bu sefer daha önce gördüğü ışığı görür ve takip etmeye başlar. Bu sefer her ışığa geldiğinde “Seni seviyorum” kelimesini duyar.

Her duyduğu kelimeyi dikkatlice dinleyen Martin , sesin annesinin sesi olduğunu düşünerek “Anne” diyerek bağırır ve diğer ışıklara doğru koşmaya başalarken etrafını parlak bir ışık süzmesi sarar ve bir anda uykusundan uyanır. Martin , gözlerini yarı baygın olarak açtığında hastane koridorlarında sedye ile taşındığını farkeder. Seslerin aslında gerçek hayatta annesinin “Seni seviyorum” kelimesi , yaşam ile ölüm arasında aydınlık ve karanlık yolculuğunda kendisine yardım etmişt yol bulmasında. Annesine yaklaşarak kısık ses ile kendisini çok sevdiğini söyler ve beni nasıl bulduğunu sorar.

O gece seni çok aradım fakat ulaşamadım, gittiğin yerlere giderek arkadaşlarına seni sordum.En son Labrient adlı barda olduğunu öğrendim ve oraya gittim.Geç saatlere kadar içtiğini ve sarhoş bir şekilde ayrıldığını söylediler. Bende yine babana kızıp içtiğini düşündüm. Bardan ayrılarak evin yolunu tuttum.Fakat eve doğru giderken aklıma , senin bana kızgın olduğun zamanlar da kimsenin kullanmadığı ve kendini o yolda rahat hissettiğini söylediğin o patika yoldan eve gitmeye başladım.

Seni bulduğumda donmak üzereydin ve yanına yaklaştığımda yarı baygın bir şekildeydin , diyerek anlatır.Martin , annesinin elini sıkar ve yavaşça kalkmaya çalışarak annesine sarılır ve ağlamaya başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder