19 yaşındaki Martin , çocuk yaşlada
gördüğü zulüm ve siddetten dolayıbabasına her zaman kin
beslemişti.Geçmiş zamanda gördüğü zulüm , Martinin içine
kapanık olmasını ve çevresindekilere karşı asabi bir şekilde
davranmasına sebep olmuştu.
Okul çağlarında çok başarılı bir
öğrenci olduğu dönemlerde derslerinin dışında en çok sevdiği
şey motorlarla ilgilenmek ve onları tamir etme işleri ile
uğraşmaktı. Bir yandan tamir ederken bir yandan da babasının
yaptıkları aklına geldikçe yaptığı işi bozup kendini
sakinleştirmek için tekrar tamir etmeye başlardı.
Yıllar boyunca içinde büyüttüğü
kin ve nefretin ne zaman açığa çıkacağını merak ederek kafasında planlar yapardı.Aradan geçen zaman zarfında her ne
kadar çok fazla düşünerek kendini kışkırtmasada aklının bir
kenarında ya da uykularında kabus gibi içini kemiren bir
intikam açlığı hissederdi.Sürekli babasının ölmesini isteyen
Martin diğer yandan da hayatı boyunca kaçak durumuna düşeceği
korkusuna kapılarak hep erteliyordu.
Kış ayının ortasında çok fazla
içtiği için eve giderken , etrafını bulanık bir şekilde
görmeye başlayan Martin bir anda yere yığılır.Kimsenin
geçmediği bir yoldan eve giderken yere düşen Martin , kışın
dondurucu soğuğun'da bir şekilde hayatta kalmayı
başarmıştı.Uyandığında neler olduğunu hatırlamayan , fakat
belki de son kez gözünü açmaya çalışırken yarı baygın bir
şekilde hayal meyal gördüğü birisinin kendisine doğru
yaklaştığını hatırlar ama ne olduğunu ve neye benzediğini
hatırlayamaz.
Aklında hep soru işareti olarak kalan
bu mucizeyi kimin nasıl gerçekleştirdiğini hatırlamaya
çalışır.Hatırlamaya çalıştığı zaman garip bir şekilde ,
sanki etrafındaki objeler hareket ediyormuşcasına yer değiştiriyor
ya da üzerine doğru geliyordu.Kendini bir labirentteymiş gibi
hissetmeye başlayan Martin , bir çıkış yolu aramaya başlamıştı.
Yine bir gün aynı durum içerisine
düşen Martin , bu sefer objelerin üzerine gitmeye karar verir. Her
ne kadar objelerin üzerine gitmeye çalışsa da , ya objeler
kayboluyor ya da kendisine doğru yakalayarak bir şekilde şekilde
şekil değiştirerek kayboluyordu.
Gördüğü objelere ilk başlarda
anlam veremeyen Martin , daha sonraları dikkatli bir biçimde
baktığında anılarına ait fotoğraflar ve objeler gördüğünü
anlar.Bulunduğu labirent'i şekillendirmeye çalışan Martin , her
bir objenin hatırası olduğunu düşünerek o objelerin ait olduğu
yıllarına göre farklı bir biçimde şekillendirerek düşünmeye
başlar.
Labirent'in aslında kendi anılarından
oluştuğunu ve çıkış yolunun anılarının sırasına göre
dizildiğini düşünen Martin , her iyi anı karşısında kendisine
açılan yoldan geçerken , her kötü anısında ise karanlık bir
boşluğa düşüyordu..
Karanlık'tan çıktığı zaman tekrar
labirent'in başına dönen Martin , her seferinde aynı şey
olduğunda iyi olan anılarının belli aralıklarla ortaya çıkarak
yol gösterici olduğunu anlamıştı.Tek yapması gerekenin kötü
anılarını bir şekilde iyiye çevirereko yollardan geçme arzusu
idi.Tekrar denmeeye karar veren Martin , bir ara bulduğu parlak bir
zemine yaklaşır ve ellerini yavaşça yüzüne yaklaştırarak
ağlamaya başlar.Karanlığı iyi bir anısına dönüştüremeyen
Martin , gittikçe yaşlanmaya başladığını farkederek bağırmaya
başlar.Olduğu yere oturarak “Artık yoruldum , lütfen birisi
yardım etsin.” diyerek ağlamasına devam ederken olduğu yere
uzanır ve uyumaya başlar.
Uykusunda kendisini bir boşlukta bulan
Martin ,, etrafta çıkış yolu araken gördüğü bir ışık
süzmesine doğru koşmaya başlar. Işığın önüne geldiğinde
eski anılarına ait sesler duyar ve dinlemeye başlar.İlerlemeye
başlayan Martin , ışığın kaybolduğunu farkeder.Başka bir
yerde gördüğü ışığa doğru giderken etraf kararmaya başlar
ve gördüğü ışığa doğru koşmaya başlar. Diğer ışığa
ulaşan ve başka bir anıya ait sesler duymaya başlayan Martin ,
sanki kendisine bir mesaj verildiğini düşünür.
Bulunduğu ışıktan ayrılıp gördüğü
diğer ışığa koşarken tekrar kararan hava yüzünden bu kez
yönünü tam seçemez ve ışığa ulaşamaz , kendisini boşlukta
savrulurken bulan Martin , bir anda bir zemin üzerinde olduğunu
hissederek ayağa kalkar. Her tarafı karanlık içersinde olan
Martin korkmaya başlar. Etrafına bakarken “Martin , Martin”
seslerini duymaya başlar.Sesten uzaklaşmak için karanlıkta
koşmaya başlayan Martin , bir anda duvara çarparak durur.Bulunduğu
yeri eliyle incelediğinde ise bir kapı kolu bularak açmaya
çalışır.Duyduğu sesin kendisine daha da yaklaştığını
hisseden Martin , hızlı bir şekilde ve panikle kapıyı açmaya
çalışır ve kapıyı açarak içeri girer.
Kapıyı sertçe kapatan Martin , bir
anda uykusundan uyanarak etrafına bakınır.Kimsenin olmadığını
ve labirent'te olduğunu farkederen Martin , ne pahasına olursa
olsun labirent'ten kurtulmak için düşünmeye başlar.
Labirent'te ilerlerken her iyi anı
sayesinde kendisine açılan yoldan ilerleyen Martin , karşısına
çıkan kötü anılarıyla yüzleşmeye başlar.Önüne çıkan
karanlık çukura atlayan Martin , kendisini babasının annesini
dövdüğü zamanda bulur.Etrafına şaşkın şaşkın bakan Martin
, bulunduğu ortamda babasına karşı gelmeye çalışır ve
annesini kurtarmak için babasının önüne geçerek “Yeter artık”
demeye başlar.
Babasının kendisine vurmasını
engelleyerek annesinin dayak yemesini önleyen Martin , bulunduğu
ortamın yapboz taşları gibi şekil değiştirmesiyle kendini
tekrar labirent'te bulur ve önündeki karanlık çukur'un yol haline
gelmesi ile yol'una devam eder.
Uzun bir süre kötüanılarını iyiye
dönüştürerek yol'una devam etmeyi başaran Martin , yorgun ve
bitkin bir şekilde olduğu yere yığılarak tekrar uykuya
dalar.Kendini tekrar karanlık bir boşlukta gören Martin , bu sefer
daha önce gördüğü ışığı görür ve takip etmeye başlar. Bu
sefer her ışığa geldiğinde “Seni seviyorum” kelimesini
duyar.
Her duyduğu kelimeyi dikkatlice
dinleyen Martin , sesin annesinin sesi olduğunu düşünerek “Anne”
diyerek bağırır ve diğer ışıklara doğru koşmaya başalarken
etrafını parlak bir ışık süzmesi sarar ve bir anda uykusundan
uyanır. Martin , gözlerini yarı baygın olarak açtığında
hastane koridorlarında sedye ile taşındığını farkeder.
Seslerin aslında gerçek hayatta annesinin “Seni seviyorum”
kelimesi , yaşam ile ölüm arasında aydınlık ve karanlık
yolculuğunda kendisine yardım etmişt yol bulmasında. Annesine yaklaşarak kısık ses ile kendisini çok sevdiğini söyler ve beni nasıl
bulduğunu sorar.
O gece seni çok aradım fakat
ulaşamadım, gittiğin yerlere giderek arkadaşlarına seni
sordum.En son Labrient adlı barda olduğunu öğrendim ve oraya
gittim.Geç saatlere kadar içtiğini ve sarhoş bir şekilde
ayrıldığını söylediler. Bende yine babana kızıp içtiğini
düşündüm. Bardan ayrılarak evin yolunu tuttum.Fakat eve doğru
giderken aklıma , senin bana kızgın olduğun zamanlar da kimsenin
kullanmadığı ve kendini o yolda rahat hissettiğini söylediğin o
patika yoldan eve gitmeye başladım.
Seni bulduğumda donmak üzereydin ve
yanına yaklaştığımda yarı baygın bir şekildeydin , diyerek
anlatır.Martin , annesinin elini sıkar ve yavaşça kalkmaya
çalışarak annesine sarılır ve ağlamaya başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder