14 Şubat 2011 Pazartesi

Sophie

İntihar etmenin herşeyi geri döndürmeyeceği , bir o kadar da sevenlerin kendini özleyeceğini düşünerek vazgeçti ve o anda telefonu çaldı , karşısındaki kücük kızı sophi’e idi.Kızına hüzünlü bir sesle özür dilerim kızım seni bir daha bırakmayacağım diyerek ağlamaya başladı. Sophie ise olanlardan haberdar olmadığı için , babacığım birşey mi oldu der , yok kızım birşey yok sadece aklıma geldin ve seni ne kadar cok sevdiğimi düşünerek benim hayata bağlanma arzumsun der ve seni almaya geliyorum diyerek telefonu kapatır. Kızını almaya giderken bir daha geçmişi gözünün önüne getirmeyeceğine yemin ederek hafif bir gülümsemeyle okul yoluna yaklaştığında acı bir fren sesi duyar ve kafayı çevirdiğinde üzerine doğru gelen bir minibüs görür, kapıyı sertçe açarak kendini dışarıya atar.

Korku dolu gözlerle etrafına bakan babanın , çığlık seslerine doğru yürüyüşü ve ellerine bakarak bu benim kanım olamaz hayır olamaz diyerek vücudunu baştan aşağıya kontrol edip şükürler olsun yaşıyorum demesi sanki ölüm’ün peşini bırakmadığının hissine kapılır ve minibüs’e doğru yürümeye başlar. Minibüse yaklaştıktan sonra gördüğü manzara , keşke intihar etseydim , keşke ölseydim belki böylesi daha iyi olur değişi ve feryatları görenlerin yüreğinin parçalanmasına yetiyordu ve artıyordu , çünkü minibüsdeki gördüğü manzara yerde kanlar içinde yatan küçük kızı Sophie idi.Baba , içinden nasıl olur beni aradı ve bende seni almaya geliyorum dedim diyerek defalarca kendisine söylüyordu ağlayarak. Sağ omuzunda sıcak bir el farkederek arkasına bakar ve ben Rose okul’un müdiresiyim der siyah ve esmer tenli kadın.

Rose’a bu kaza nasıl oluyorda benim kızım içinde oluyor anlamış değilim lütfen yardım edin diyerek kızını kucaklar ve hastaneye götürmeye çalışırken , Rose babanın kolundan tutarak nereye götürüyorsun böyle daha çok işkence çektiriyorsun kızına , ambülanslar birazdan burada olur diyerek siren selerine doğru kafalarını çevirirler. Baba hızlı bir şekilde ambülansa koşar ve kızıma lütfen yardım edin daha 12 yaşında diyerek ağlamaya devam eder. Kucağından kızını alan görevliler arabanın arkasında serum takarlar ve hızlı bir şekilde babasıyla birlikte hastaneye doğru yol alırlar. Ambülansın içinde kızının ellerini sımsıkı sararak ve lütfen ölme diyerek hıçkırıklarla ağlamaya devam eder.

Hastahane koridorlarında hızlı bir şekilde sedye ile giderken görevlilerden birisinin ameliyathaneye girmeniz yasak lütfen bekleyin demesi babayı ameliyathane kapısının önünde saatlerce beklemesine yetmişti . Kızını beklerken koridorda kızıııım diyerek bağıran gözü yaşlı kadın baba ya sarılarak ağlamaya başlar. Uzun bekleyişten sonra kapının açılması ile birden ayağa kalkarlar ve kızımın durumu nasıl iyileşecekmi doktor bey diyerek bağırırlar. Doktor , kzınızın durumu iyi fakat şuanda şokta beyin travması geçirmiş diyerek yanlarından ayrılır.

Ertesi gün kızları gözünü açtığında başucunda ayrılmak zorunda kalan anne ve babasını görür ve , sizleri yanımda beraber gördüğüm için çok mutluyum acaba bana birşey olduğumu zaman mı beraber olabileceksiniz neden ayrıldınız ki beraber mutlu bir hayat yaşayabiliriz diyerek hafiften gülümser. Anne ve babasının elinden sımsıkı tutan Sophie ikinizide çok seviyorum ama ayrı yaşamak bana bulunduğum halimden daha çok acı veriyor , lütfen aranızdaki kırgınlığı bırakın , sadece beni ve mutlu geçireceğimiz günleri düşünün diyerek ağlamaya başlar..

Belirsizlik

Küçük bir kasabada annesi ile yaşayan Rose bilinmedik bir şekilde bazı şeyleri görebilme yetisinbe sahiptir. Ama bu özellik Rose'un sonradan kazandığı bir şey mi, yoksa annesinin genlerinden kazandığı bir özellik miydi? Yoksa Rose bunların tam aksine bir şizofreni hastası mıydı? Rose ise bunlardan uzak, güzeller güzeli, altın sarı saçlı bir kızdı.Rose'u görenler güzelliğine, fiziğine hayran kalıyor, Tanrı'nın o'na bir lütfu olduğuna inanıyorladı. .Özellikle temmuz aylarında belirleşen Rose'un bu özelliği annesinin duygularını gittikçe değiştiriyor ve korkmasına neden oluyordu.

Kasabaya yakın olan tatil bölgesine ilk kez yalnız gidecek olan Rose çok sevinçliydi ve heyecanlıydı. Hayatında ik defa yalnız tatil yapacak olan Rose içinden belki bir arkadaşa sahip olabilirim düşüncesiyle yola çıkmıştı ve heyecanını saklayamıyordu. Tatil yerine vardıktan kısa bir süre sonra bavullarını taşımak için kısık bir ses ile yardımcı olmamı isetrmisiniz diyerek seslenen Richard'ın hiçde aşina olmadığı bir ses tonu ile söylemesini biraz garipsemişti. Her nekadar bu durumu garipsesede Richard nazik bir şekilde Rose'a yardım etmeye çalışıyordu.Öncelikle yardım teklifini kabul etmeyen Rose etrafındaki insanlara güvenmekte zorluk çekiyordu , bu durumu anlayışla karşılayan Richard önemli değil diyerek iyi tatiller geçirmenizi ve eğlenmenizi dilerim diyerek uzaklaşırken gülümsüyordu.

Akşam olduğunda evden dışarı çıkmayıp her zamanki gibi kendi kafasında oluşturduğu her ne kadar gerçek olmasada gerçeğe çok yakın bir şekilde var olmayan arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu.Bir anda kapı çaldı ve çok şaşırmıştı fakat kapıyı açmıyordu kimseyi tanımadığı bir yerde kapısını kimin çalacağını düşünürken kapı çalmaya devam ediyordu ki bir anda kapının sesi durmuştu.Ertesi gün öğlen vaktinde denizi ve bulutları izlemek için dışarıya çıkan Rose uzun bir yürüyüşten sonra çimenlerin üzerine uzanarak dinlenirken güneşli ve açık bir havada üstünde bir gölge oluşmuştu. Gözlerini açtığında gölgenin Richard olduğunu gördü ve hemen ayağa kalkıp gitmeye çalışırken richard elinden tutarak bu acele neden nereye gidiyorsun dedi ve Rose çığlık atarcasına bırak beni deiyerek ordan uzaklaştı.

Rihard , Rose'un bu davranışlarından hiç memnun değildi ve anlamaya çalışıyordu neden bu şekilde davrandığını.Rchard her nekadar başkalarının hayatlarına karışmak istemesede Rose daki bu değişikliği öğrenmek için kafasında planlar kurmaya başlamıştı. Günlerden cuma ve akşam saat 22:00 sularında tatil bölgesinde eğlenen gençler arasında olmayan Rose'un eksiklğini hisseden Richard sessizce oturduğu yerden kalkıp Rose'un kaldığı eve doğru yol alır. Rose'un evine vardığında küçük bir pencereden bakmaya başlayan Richard kafasını kaldırdığında tatil yerindeki güvenlik amaçlı koyulan kamerayı farkeder ve görünmeden pencereden bakmaya çalışır. Pencereden baktığında gözlerine inanamayan Richard gördüğü manzara karşısında çok şaşırmıştı. Odanın ortasına (ayin yapan insanların çizdiği şekillerden çizmiştir) daire içine yıldız çizerek , odanın her tarafına mum yerleştirerek ve duvarlara yazdığı ibranice yazılarla sanki kurban adama günüymüş ve etrafında insanlar varmış gibi ayin yaptığını gören Richard bu manzara karşısında çok etkilenmişti ama bu durum Richard'ı , Rose'un gizemini çözmek için durdurmaya yetmemişti.

Ertesi gün Rose'un gözlerine bakarak yanından geçen Richard bir anda duraksadı ve böyle güzel ve masum görünen bir kızın neden bu şekilde davrandığını anlayamamıştı. Bu durumu araştırmaya başlayan Richard bir gece ormanda gezerken Rose'un birisi ile konuştugğunu görür ve onları izlemeye başlar. Rose'un buluşup konuştuğu gizemli insanı takip ederek neler olduğunu anlamaya çalışırken bir anda omuzunda hissettiği soğuk bir el bütün vücudunu taşa çevirmişti. Arkasını yavaşça ve korkarak dönerek , korku dolu gözlerle baktığında ise Rose'u karşısında görünce çok şaşırmıştı. Rose , Richard gecenin bir vakti ormanda ne arıyorsun dediğinde ise Richard , ormanda bazı sesler duydum ve bakmaya geldim diyerek evin yolunu tutmaya başlarlar. Richard , Rose'a sen burda ne arıyorsun dediğinde ise Rose'un verdiği cevap karşısında bir hayli şaşırmıştı , Rose karanlıkta kendimi özgür hissediyorum demişti.

Beraber eve geldiklerinde Richard ben artık eve gideyim geç oldu diyerek Rose'un onu eve davet etmesi Richard'ın hislerinin hiçde iyi olmayacağını söyleyerek ben artık gideyim demesi Rose'un ısrar etmesine karşılık karşısında ne yapacağını bilemeyen Richard hiçde içtenlikle olmasada daveti kabul eder. Rose'un evinin köşesindeki şöminenin kenarına oturan Richard etrafına bakarken gözüne kilitli olan ahşap bir kapı dikkatini çekmiştir ve gözlerini o kapıdan alamaz.

Rose elinde içeceklerle gelir , beraber içmeye başlarlar ve muhabbet etmeye devam ederler gecenin geç saatlerine kadar. Richard oturduğu yerde uyuya kalır. Sabah uyandığında kendisini ormanda yalnız bir şekilde bulan Richard merak içinde etrafına bakar ve aklına hemen Rose ile geçirdiği gece gelince hızlı bir şekilde Rose'un evine gider ve her yerin dağınık olduğunu görür. Ne olduğuna anlam veremeyen Richard şaşkın şaşkın etrafına bakarken gözüne çarpan , dün akşam gördüğü kilitli olan ahşap kapıya dğru yöenelir. Kapıyı açmaya çalışan Richard bir şekilde kapıyı kırarak içeri girmeyi başarır ve içeri girdiğinde Rose'un daha önce ayin yaptığı yeri görür ve şeklin ortasında dün akşam ormanda gördüğü gizemli insanı görür ve yanına yaklaşır. Kafasındaki kapşonu çıkardığında kim olduğuna anlam veremeyen Richard hemen polise haber verir ve beklemeye başlar.

Polisler geldiğinde ise otopsi için hastaneye beraber giden Richard ,yıllar önce yasak ilişkiden hamile kalan bu kadının çocuğun doğmasını istemeyen erkek arkadaşı tarafından öldürülen kadın olduğu ortaya çıkar ve sonuçlar Richard'ı ve polisleri şaşkınlık içinde bırakır. Sonuçlar tam olarak açığa çıktığında ise Rose'un sevgili annesi Elizabeth idi. Richard daha önceki olayları polise anlattığında Rose un katil olabileceği düşüncesine vararak tatil bölgesine büyük çaplı bir araştırmaya başlarlar. Richard , Rose'un annesini neden öldürebileceğini düşünerek kendisini olaylar içinde bulması ve bir çıkış yolu araması gerçekten çok karmaşıklaşmıştı. Acaba Rose neden annesini öidürmüştü yada öldürmek için ne sebebi vardı.

Polis araştırmalarında tatil bölgesinde yaptığı çalışmalar sonucunda evlerdeki güvenlik kamerlarının olması polisin bir nevi işini kolaylaştırmıştı. Rose'un evini kontrol eden polisler gördükleri manzaralar karşısında dona kalmıştı. Polisler artık yeni araştırma içerisindeydi. Richard da aynı Rose gibi temmuz aylarında görülen olmayanı varmış gibi gösterme olayı şizofren hastalığı belirtileri vardı ve kafasında canlandırdığı Rose karakterinden daha fazla etkisi vardı. Kamera kayıtlarını izleyen polis aslında ayin yapan kişinin Richard olduğunu ve gizemli insanın ise eski sevgilisi Elizabeth di.

Elizabeth ise yıllar önce Richard ile mutlu bir yaşamı vardı ve yasak ilişkiden dolayı hamile kalan Elizabeth , Richard'ın ne yapacağını bilmediği için çocığuna Rose ismini vermeyi düşünmüştü ve bunu Richard ile paylaşacaktı ama hiçbirşey istediği gibi olmamıştı. Richard'ın bunları kafasından hiçbir zaman atamadığı ve kendisini sürekli suçlayarak yaşaması biran önce onların yanına gitme düşüncesi bu yaptığı olayların perde arkası olarak kalmıştı.

Polislerin aramalarında gerçeği tam olarak anlamak için Elizabeth'in ölmeden önce yaşadığı evlerine giden polisler oraya gittiklerinde Richard'ın intihar ettiğini görürler ve yaşanan olayların tam olarak açıklanmadığı için birçok soru cevapsız bir şekilde polis kayıtlarına geçer .

İlk

Bir dağ yamacının kuzey'e bakan tarafında kıyı'ya yakın orta çaplı bir kulubede yaşayan Alex , ailesi ile birlikte balıkçılk yaparak hayatını sürüdüren , biraz içine kapanık biraz neşeli birazda ailesinin sözünü dinleyen esmer tenli hafif kıvırcık saçlı bir gençtir. Haftada bir en çok sevdiği 1974 model kırmızı renkli dodge marka kamyoneti ile kasabaya iner , tuttukları balıkları satar ve sipariş verdikleri yemleri alır.

Yine bir gün sipariş verdikleri yemleri almak için dağ'ın yamacından kasabaya doğru giderken yol kenarında bisiklet ile kaza yapan bir genç kız görür ve durmayarak , yavaşlayıp aşagı doğru yavaşça inerken aklına babasının ona yabancılar hakkında söylediği söz gelir.'Yabancılara hemen güvenme her ne kadar iyi niyetli görünselerde' 100 metre kadar uzaklaştıktan sonra dikiz aynasından kıza bakar ve kendi kendine bir kez olsun yarım etmenin bir zararı olmaz diyerek geri vitese takar , kızın yardımına gider.

Dizinden ve klundan yaralanan kıza yavaşça yaklaşarak siz iyimisiniz der ve kızın söylediklerinden biraz garipleşir. Kız ise önce yavaşladınız sonra ilerleyip geri döndünüz anlayamadım demiştir. Alex ise ilk başta babasını söylediklerini söylemeye tereddüt eder ama kızın masum görüntüsüne ve güzelliğine kapıldığı için söylemenin bir zararı olmaz diyerek babasının sözlerini kıza söyler ve anlayışlı bir cevap gelir anlıyorum diye.

Kızı hafifçe kaldırarak kolunun altına girer ve arabaya binerler.Kasabanın doktoruna giderek pansuman yaptırırlar.Pansumandan sonra Alex kıza adını ve ne işle uğraştığını sorar.Kız ise benim adım Elena ve 3. sınıf öğrencisiyim ve dağcılık bölümü okuyorum der. Kompozisyon ve tanıtım yazısı için dağlarla iç içe olmak isterken başıma bu kaza geldi diyerek hafiften gülümser.Alex , ben bu dağları iyi biliyorum isterseniz size yardımcı olablirim diyerek bir lütufta bulunur.Doktordan çıktıktan sonra kasabada dolaşmaya başlarlar ve kısa bir süre sonra vedalaşarak ayrılarlar.Elena arkasını dönüp giderken arkasından Elena diye seslenen Alex isterseniz telefon numaramı vereyim tekrar dağ yolculuğuna çıkarsanız arayabilirsiniz size her türlü yardımı sağlarım diyerek telefon numarasını verir ve hoşçakal diyerek ayrılırlar.

İşlerini hallettikten sonra evin yolunu tutan alex yol boyunca elenayı düşünen Alex yüzüne mutlu bir ifade takınır.Eve vardığında yarınki tutacakları balıklar için aldığı yemleri yerlerine yerleştirir ve üzerindeki yorgunluğu atmak için kendisine özel olarak yaptığı hasır'a uzanarak dalgalarının sesi eşliğinde uykuya dalar ve Elenayı düşünmeye başlar.

Aradan haftalar geçmiştir ve elena halen aramamıştır.Aklına her ütrlü şey gelen Alex merakına yenik düşerek okuduğu üniversiteye elenayı sormaya gider.Üniersitenin önüne gelen alexin aklına ben acaba doğru yapıyorum düşüncesi gelir.İlk görüşte aşık olabilirmiyim diyerek kendine , yaptığım doğrumu ki acaba diyerek arabayı çalıştırır ve tam gidecekken arabanın camına tık tık diye vuran birisini farkeder.Camı aralayan Alex buyrun birşeymi var nasıl yardımcı olabilirim der. Esmer tenli ve uzun siyah saçlı bir bayan siz Alex olmalısınız diyerek konuşmaya başlar.Alex şaşkın bir yüz ifadesiyle evet benim ama beni nerden tanıyorsunuz ve siz kimsiniz der. Ben Elena nın sınıf arkadaşıyım sizden bahsetmişti ve bende arabanızı ve sizi görünce alex olabileceğinizi düşünerek geldim ki yanılmamışım diyerek elenadan bahseder.

Elenanın geçen hafta babası vefat ettiği için memleketine dönmesi gerekiyordu ve ne zaman döneceğini bilmiyorum ama Elena giderken eğer alex ile görüşebilirsen yaptığı herşey için ona benim adıma teşekkür etmeni istiyorum diyerek ayrılırken Alex'in düşüncesi ise şu yöndeydi Elena babasını kaybettiği için kendini yalnız hissedebiilir adresini alıp onu teselli etmek için yanına gitmek ve onu görmekti. Arabanın yanından uzaklaşan arkadaşının peşinden koşarak elenanın adrresini isteyen Alex, Elenanın yanına gitmek istediğini ve adresi istediğini söyler.

Adresi ısrarlarından sonra alan Alex elenanın yanına gitmek üzere yola çıkmadan önce eve uğrar ve durumu ailesine anlatır.Ailesinden pekde sıcak karşılanmayan bu olay her ne şekilde olursa olsun aklında elenanın yanına gitme isteği vardı.Ertesi gün sabah erkenden yola çıkan Alex bir günlük yolda sonra elenanın bulunduğu yere varır.Elena , Alex'i karşısında görünce çok şaşırır , sevinmiş gibide görünmez acaba bir terslikmi olmuştu.

Elena, Alex'e burda ne işin var diyerek azarlama tonunda seslenir.Alex ise haftalarca aramayınca bende merak ettim okuluna gittim ve bir arkadaşından babanın vefat ettiğini öğrendim adresini arkadaşından alarak geldim azda olsa teselli etmek için. Elena ve Alex in arasında konuşmalar devam ederken ailesi tarafından zorla evlendirilmek istenen nişanlı konumundaki John isimli adam tarafından görülürler.

Elena, Alex'e her ne kadar burdan gitmek zorundasın desede Alex, hayır neler olduğunu bana söyleyene kadar buradayım ve seni terk etmeyeceğim der.Elena Alex'e beni bir günlük tanıyorsun lütfen git burdan sana zarar gelmesini istemiyorum diyerek söylemeye devam ederken , konuşmaya John dahil olur. John , kim bu Elena diye söylerken Alex , kızın kolunu bırak canını yakıyorsun diyerek bağırır ve John , Alex'i itekler ve düşürür.

Elena'yı kolundan tutarak götüren John , Alex'in yerden bulduğu bir sopayla John'un kafasına vurarak yere düşürür , Elenayı sürüklercesine koşturarak arabasına bindirir ve hızlıca uzaklaşırlar.Elenayı eve götürmeden önce dağlık bir alanda arabayı durdurarak Elenaya olan biten herşeyi anlatmasını istediğini söyler.

Orta halli bir yaşantımız var babam bahçe işlerine gider ve annemde kemik erimesi var şimdi ise babam öldü ve benim okul masraflarımıkarşılayacak kimse kalmadı annem ise kasabanın zengini ve topraların yarısının sahibi olan George'un oğlu John ile evlenmemi istiyor ben ise karşı çıktım ama sonra okumak için isteksiz bir evlilik yapacaktım ki hayatım boyunca mutlu olamayacaktım diyerek Alex'e sarılır ve ağlamaya başlar.

Seni karşımda görünce gerçekten azda tanımış olsamda heyecanlandım ve gerçek arkadaşlığın ve sevginin başka hizler uyandırdığını anladım. Şimdi ise bu olaydan sonra george annemi evden çıkaracaktır ve ortada kalaaktır annem için endişeleniyorum lanet olsun olayların böyle olmasını istemezdim ben sadece mutluluk ve okulumu bitirmek istiyorudum diyerek ağlamaya deva eder.Alex ise ilk defa gördüğü ve yaşadğı bu olay karşısında kafası karışmıştı.Alex , Elena artık ağlama bu durumu düzelteceğim merak etme senin mutlu olmanı ve gözlerinin gülmesini istiyorum diyerek Elenanın başını omuzlarına yaslar ve Elenanın evine doğru yola çıkarlar.

Elenanın evine vardıklarında annesinin evde olmadığını farkederler fakat evde dolanırken arka bahçede annesinin sessizce ağladığını duyarlar , hemen arka bahçeye giderler.Annesi Elenaya neden Elena neden böyle olmak zorunda diyerek ağlamaya devam eder.Elena , anne ben mutlu olmak istiyorum ben senin kızınım sende benim mutlu olduğumu görmek istemezmisin , John ile evlenseydim sadece okulumun bitmesi için bana yardımcı olacaktı ama beni hiç sevmeyecekti ki bende onu sevmeyecektim ben şimdi mutluyum seninde mutlu olman gerekiyor bak gör herşey çok güzel olacak diyerek annesinin boynuna sarılarak sımsıkı annesini sarar ve ağlamaya başlar.

George bizi köyden kovsada bunun üstesinden geleceğiz ve ve ben okulumu bitireceğim diyerek Alex e hadi gidelim birazdan buraya gelirler yola çıkmamız lazım der. Hazırlıkları yaptıktan sonra yola koyulurlar ve Alex , hele bir eve varalım ertesi gün birşeyler düşünürüz hep birlikte babamdanda yardım isterim olmazsa Elenanın okulunu bitirmesi için ne gerekiorsa yaprız diyerek gün batımını izleyerek yola devam ederler.

Ertesi gün olduğunda Alex , Elenanın durumunu ailesine anlatır ve anlayışlı cevaplar alır.Babası her ne kadar ev içerisinde oteriter birisi olsada sonuçta mutlu olacağı kişi öz oğlu olduğu için elinden geleni yapacağını söyler.Elena ve annesinin gözyaşlarını teselli etmek içinde Alex , Elenanın ellerini tutar ve artık sevginin ve aşkın nasıl bir his olduğunu anladığını söyler.

Karanlık

-Mehmet , Mehmet , Mehmet uyan, Uyan Mehmet!

Mehmet seslere aldırmaksızın rüyasında gördüğü kâbuslarla uğraşırken, duyduğu sesleri kendi kâbusu olarak algılayışı ve karanlığın içinden bir çıkış yolu olarak görmesi uyanmasını zorlaştırıyordu. Karanlığın içinde yalnız dolaşırken bir anda duraksayan Mehmet, tüm vücudunu kaplayan bir soğuk ile üşümeye başlamıştı. Ne yapacağını bilemeyen Mehmet korku dolu gözlerle, zifiri karanlığa bakarken, bir yandan da sessizce ağlıyordu. Kendisini boşluktaymış gibi hisseden Mehmet belki bir çıkış yolu bulabilirim düşüncesiyle koşmaya başlar ve yolun hiçbir yere varmayacağını düşünerek durur. Durduğu anda bütün ümidini yitirmiş bir vaziyette yere oturup dizlerini göğüsne doğru çekerek kollarını kapatır.

Zifiri karanlıkta hiçbir şekilde ne bir ışık süzmesi, bir hareketlilik göremeyen Mehmet kendisine son bir şans daha vererek çığlık atarmışçasına “Kimse yok mu biri bana yardım etsin” diye bağırır ve lanet olsun diyerek, kafasını öne eğer ve ağlamaya devam eder. Uzun yıllar boyunca kendini karanlıkta tek başına hisseden Mehmet’in tek düşüncesi, bu kâbustan kurtulmaktır.

Bir anda ince bir ses duyan Mehmet, ayağa kalkıp ışığa doğru yürümeye başladı. Işığa giderek yaklaşan Mehmet tam koşmaya başalayacakken birilerinin bacağını tuttuğunu hisseder ve bir anda hareketsiz kalır.İlk başta Mehmet uyan sözlerini duymaya başlar ve kulaklarını kapatır. Aradan bir süre geçtikten sonra elini yavaşça indirdiğinde şiddetli bir şekilde Mehmet uyan kelimesini tekrar duyar ve gözlerini açar. Etrafına şaşkınlıkla bakan Mehmet, anne , baba sizi çok özeldim diyerek sarılır.