14 Şubat 2011 Pazartesi

Sophie

İntihar etmenin herşeyi geri döndürmeyeceği , bir o kadar da sevenlerin kendini özleyeceğini düşünerek vazgeçti ve o anda telefonu çaldı , karşısındaki kücük kızı sophi’e idi.Kızına hüzünlü bir sesle özür dilerim kızım seni bir daha bırakmayacağım diyerek ağlamaya başladı. Sophie ise olanlardan haberdar olmadığı için , babacığım birşey mi oldu der , yok kızım birşey yok sadece aklıma geldin ve seni ne kadar cok sevdiğimi düşünerek benim hayata bağlanma arzumsun der ve seni almaya geliyorum diyerek telefonu kapatır. Kızını almaya giderken bir daha geçmişi gözünün önüne getirmeyeceğine yemin ederek hafif bir gülümsemeyle okul yoluna yaklaştığında acı bir fren sesi duyar ve kafayı çevirdiğinde üzerine doğru gelen bir minibüs görür, kapıyı sertçe açarak kendini dışarıya atar.

Korku dolu gözlerle etrafına bakan babanın , çığlık seslerine doğru yürüyüşü ve ellerine bakarak bu benim kanım olamaz hayır olamaz diyerek vücudunu baştan aşağıya kontrol edip şükürler olsun yaşıyorum demesi sanki ölüm’ün peşini bırakmadığının hissine kapılır ve minibüs’e doğru yürümeye başlar. Minibüse yaklaştıktan sonra gördüğü manzara , keşke intihar etseydim , keşke ölseydim belki böylesi daha iyi olur değişi ve feryatları görenlerin yüreğinin parçalanmasına yetiyordu ve artıyordu , çünkü minibüsdeki gördüğü manzara yerde kanlar içinde yatan küçük kızı Sophie idi.Baba , içinden nasıl olur beni aradı ve bende seni almaya geliyorum dedim diyerek defalarca kendisine söylüyordu ağlayarak. Sağ omuzunda sıcak bir el farkederek arkasına bakar ve ben Rose okul’un müdiresiyim der siyah ve esmer tenli kadın.

Rose’a bu kaza nasıl oluyorda benim kızım içinde oluyor anlamış değilim lütfen yardım edin diyerek kızını kucaklar ve hastaneye götürmeye çalışırken , Rose babanın kolundan tutarak nereye götürüyorsun böyle daha çok işkence çektiriyorsun kızına , ambülanslar birazdan burada olur diyerek siren selerine doğru kafalarını çevirirler. Baba hızlı bir şekilde ambülansa koşar ve kızıma lütfen yardım edin daha 12 yaşında diyerek ağlamaya devam eder. Kucağından kızını alan görevliler arabanın arkasında serum takarlar ve hızlı bir şekilde babasıyla birlikte hastaneye doğru yol alırlar. Ambülansın içinde kızının ellerini sımsıkı sararak ve lütfen ölme diyerek hıçkırıklarla ağlamaya devam eder.

Hastahane koridorlarında hızlı bir şekilde sedye ile giderken görevlilerden birisinin ameliyathaneye girmeniz yasak lütfen bekleyin demesi babayı ameliyathane kapısının önünde saatlerce beklemesine yetmişti . Kızını beklerken koridorda kızıııım diyerek bağıran gözü yaşlı kadın baba ya sarılarak ağlamaya başlar. Uzun bekleyişten sonra kapının açılması ile birden ayağa kalkarlar ve kızımın durumu nasıl iyileşecekmi doktor bey diyerek bağırırlar. Doktor , kzınızın durumu iyi fakat şuanda şokta beyin travması geçirmiş diyerek yanlarından ayrılır.

Ertesi gün kızları gözünü açtığında başucunda ayrılmak zorunda kalan anne ve babasını görür ve , sizleri yanımda beraber gördüğüm için çok mutluyum acaba bana birşey olduğumu zaman mı beraber olabileceksiniz neden ayrıldınız ki beraber mutlu bir hayat yaşayabiliriz diyerek hafiften gülümser. Anne ve babasının elinden sımsıkı tutan Sophie ikinizide çok seviyorum ama ayrı yaşamak bana bulunduğum halimden daha çok acı veriyor , lütfen aranızdaki kırgınlığı bırakın , sadece beni ve mutlu geçireceğimiz günleri düşünün diyerek ağlamaya başlar..

6 yorum:

  1. Arkadaşım emre giderek hikayelerin gelişiyor çalışmalarında başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim , işte gittikçe ilerliyor hali hazırad2 hikayem daha var bitince ekleyeceğim

    YanıtlaSil
  3. Elinize sağlık, güzel bir hikaye.

    YanıtlaSil
  4. Beğenmenize sevindem ve Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Well Done Zack!
    Keep on writing!

    YanıtlaSil